• Anasayfam Yap
      • Yazarlarımız
      • Künye
      • İletişim
Telgrafhane Sanat
    •  
    • AnasayfaAnasayfa
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında” Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında”
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı 2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken
Oğuz Tansel Şiir Ödülü Ömer Erdem’in Oğuz Tansel Şiir Ödülü Ömer Erdem’in
Anasayfa » Deneme

İKİ AŞK ÖYKÜSÜNDEN DOĞAN İKİ ŞİİRİM – M. Güner Demiray

  İKİ AŞK ÖYKÜSÜNDEN DOĞAN İKİ ŞİİRİM  a-ANKARA RÜZGÂRI  adlı  şiirim.  Bu şiirin doğmasına neden olan öyküm şu:   1960-1961 yılları. Ben Sivas’ın...
22 Temmuz 2020 Çarşamba 21:04
  • Tweetle
yazıyı büyüt yazıyı küçült
İKİ AŞK ÖYKÜSÜNDEN DOĞAN İKİ ŞİİRİM – M. Güner Demiray
REKLAM

  İKİ AŞK ÖYKÜSÜNDEN DOĞAN İKİ ŞİİRİM 

a-ANKARA RÜZGÂRI  adlı  şiirim. 

Bu şiirin doğmasına neden olan öyküm şu: 

 1960-1961 yılları. Ben Sivas’ın Çepni köyünden  Kırıkkale’nin  Bedesten köyüne atanmıştım.  19-20 yaşlarındayım. Köy bir dağ köyü idi. Okul binası yoktu. Her gün bir evden yemek geliyor. Taşlı ekmek yiyorum, nerdeyse dişlerim kırılacak. Küçük bir damı okul yaptık çocuklara, elimden geldiğince bir şeyler öğretmeye çalışıyorum. Zaman zaman yakınımızdaki ormanda ders yapıyoruz. Yol yok, bel yok. Bu arada Ankara’da da köylere yönelik  eğitim yayınları yapacak Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Film-Radyo-Grafik dairesinin bir parçası olan Radyo İle Eğitim Merkezi açılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın  Ankara Radyosuyla (TRT) işbirliği  sonucu yurdun dört bucağını kapsayan eğitim yayınları başlamak üzereydi. Bir hemşerim (Orada çalışan  köy enstitülü Ali Şenen- sonradan trafik kazasında öldü, ışıklar içinde yatsın-)  bu konuda beni aydınlattı, bu daireye gelmek istersem bana yardımcı olacağını söyledi. Ben de tuttum Milli Eğitim Bakanlığına Radyo İle Eğitim Merkezinde  çalışmak istediğimi, başaramazsam tekrar köye gönderilmemi kabul edeceğimi  belirten bir dilekçe verdim.  Dilekçeyi verdim ya, umudum yoktu pek. O zamanlar  Milli Eğitim Bakanı CHP’li Dr. İbrahim Öktem’di.  

 Köyde üç ayım dolmuştu, sert bir kış geliyordu.  Birgün  bir yıldırım telgrafı verdiler elime. Bakanlığın Mesleki ve Teknik  Öğretim Genel Müdürlüğünden. “Hemen gel  göreve başla “ diyorlardı. Gereken işlemleri yapıp gittim Ankara’ya. Okul Radyosu ve Ocakbaşı, Tarladönüşü programlarında senarist öğretmen ya da skeç yazarı olarak  görev yapmaya başladım. Arkadaşların teksleriyle birlikte tekslerim Turgut Özakman’ın denetiminden ve onayından geçiyor, ondan sonra yayımlanıyordu. Teksler Mehmet Ali Aybar’ın  başkanı olduğu Türkiye İşçi Partisine (Sosyalist parti, bende bu partini n etkin  bir kişisiyim o zamanlar)  komşu Amerikan Kültür Merkezinde tiyatro oyuncuları tarafından  seslendirilip teype geçiriliyor, sonra yayına hazır hale getirilerek  Ankara Radyosu’na veriliyordu. Bir-iki yıl böyle güzel geçti. Radyodan da alkış alıyordum, bazı skeçlerim halktan çok beğeni  aldığı için tekrar tekrar yayıma konuyordu. 

 Samanpazarı’nda bir otelde kalıyordum, sabahları Opera’nın önündeki Opera Durağı’ndan Belediye otobüsüne biniyor iş yerine gidiyordum. O sırada da güzel bir kız her gün aynı durağa geliyor, – 18 veya 19 yaşlarında olacak- başka bir otobüse binip gidiyordu. Derken ısındım ona. Hani elektrik almak derler ya, öyle bir şey. Zamanla bu kıza abayı yaktım. Yerimde duramıyorum. Ama yaklaşıp da aşkımı bir türlü söyleyemiyorum.- Ben hep öyleyim zaten, lal olur kalırım, elim ayağım titrer-  Sıkıntılı, içedönük bir delikanlıyım. Bu Sevim Bali adlı bir kızdı. Nihayet bir gün dişimi sıkıp yanına yaklaştım. Ona olan aşkımı açıkladım. Ağzından çıt çıkmadı. Günlerce yalvardım, dut yutmuş bülbül gibiydi. İçimde bir yangın, sarhoş gibi dolaşıyordum Ankara’da. Bindiği otobüse binip izledim. Ulubatlı Hasan İlkokulunda sınıf uygulama çalışmaları yapıyordu. Ankara öğretmen Okulu son sınıf öğrencisiydi.  Sonra tutup pembe bir kâğıda sevdamı dile getiren bir mektup yazıp gönderdim. Duyduğuma göre mektubu okuyunca  ağlamış. Ama bana yanıt vermedi yine. Hep sessiz kaldı. Baktım bir gün durağa yanında bir oğlanla geldi. Birden başım döndü, sersemledim. Kan beynime sıçradı. Ve hastalandım. 

Bu arada da  İmece dergisinde yazı ve şiirlerim çıkıyor. Ayrıca değerli Yazar  ve Çevirmen Müşerref Hekimoğlu’nun yönetiminde çıkan Öncü gazetesinde de  yazıyorum. Bir gün rahmetli Müşerref Hanımefendi  beni gazete idarehanesinde oturan  27 Mayıs  İhtilalini yapan Milli Birlik Komitesi‘nin saygın üyelerinden biriyle tanıştırdı. (Muzaffer Özdağ mı idi, ya da  Orhan Kabibay mı,bir başkası mı? Anımsıyamıyorum şu anda) Sonra   bu Devrim üyesi subay bizi Wolswagen arabasına aldı bir devlet kurumuna götürdü. Orada Müşerref hanımla tartıştılar. Devrimlerin ödünsüz sürmesi konusundaydı galiba. Müşerref Hanım öyle istiyordu. Sonra bu değerli subay  arabasıyla bizi tekrar gazeteye getirip bıraktı. Ama ben hep aşk acısı çekiyordum. Varsa Sevim, yoksa  Sevim! Bir gün de dediler ki Milli Birlik Komite üyesi Mehmet Özgüneş eğitim sorunları konusunda konuşacak. Gittik. Neden sonra konuşma arasında  ikide bir “ Aramızda komünistler var.” deyip duruyor. Ben de o zaman sıkı bir sosyalistim. Öncü gazetesinde Şevket Süreyya Aydemir’in “Sosyalist Kültür Derneği” açacağı duyurulmuş, yazarlardan görüş isteniyor. Ben de görüşümü, düşüncemi yazdım  Öncü’ye. Yani hep sol noktadayım. Böylece kuşkular içinde çıktım toplantıdan. Ama aşkımın ateşi kuşkularımı bastırıyor bir yerde. 

Bu arada İmece dergisine gidiyorum. Dergide çıkan “Ben Halkım” adlı şiirim çok yankı yaptı. Sonradan ilköğretim müfettişi Feyzullah Ertuğrul Bey o zamanlar şunları söylemişti bana: Gözün aydın olsun, Ben Halkım adındaki şiirin  Doğu Berlindeki Bizim Radyo’da okundu. Dinledik. Sevindik.” Ben biraz tedirgin oldum. İçime bir korku düşmedi değil.  Komünist bir ülkede şiirin okunursa o zamanlar seni pek iflah etmezlerdi Türkiye’de . 

Sonra bir gün İmece dergisinde oturuyoruz.  İçeriye uzun saçlı, sazı elinde Diyarbakırlı Âşık İhsani geldi. Ben de arkadaşlara Sevim’i nasıl alabileceğimi anlatıyorum ve gözlerim doluyor. Aşık İhsani hemen atıldı oradan:” Kızın kapısına  gidelim, kapısının önüne oturalım. Ben sazımla senin Sevim Hanıma olan aşkını  dile getiririm. Onu anasından isteriz. (Ben babasının ölmüş olduğunu  öğrenmiştim)” 

Daha sonra bu mücadeleye  dayanamıyarak hastalandım. Bir müddet tedavi oldum. Aşağıya aldığım şiirin doğuş serüveni bu kısaca. 

Şimdi ki yaşında nasıl bir görünüm sergiler kimbilir? 

M.GÜNER DEMİRAY 

*** 

ANKARA RÜZGÂRI 

Ateş nehrinde gençliğimin 

Bir bahar gibi patladın Ankara 

Bu yüzden günlüğümün ilk sayfasında 

Mustafa Kemal kokan bulvarların yazılıdır 

Yine bu yüzden seni 

Bozkırın yıldızı bildim 

Sancılarımı eğiren şafak vakti 

* 

Devrim mayıslarını yaşadım seninle 

Devrimin coşkusunda sel gibiydim 

Çitlembikler açıyordu 

Ben zil zurna aşıktım kızın Sevim’e 

-Öğretmen  okulu habersizdi bu serüvenden- 

-Ancak Opera Durağı tanığıdır bu aşkın- 

Ceyhun Atuf halkı selamlıyordu halkevinde 

* 

Görkemli gövdende büyüdü sevdalarım 

“Sevimleştin” bende Ankara 

Boynumda gül madalyonu 

Şiirimde gökkuşağı oldun 

* 

Hiç unutur muyum 

İmece sinmiş sabahlarını 

Midaslı köylerini çekirge, güneş yanığı 

O dingin yağmurlarını unutur muyum hiç 

Yüreğime usul usul çiseleyen, 

Hâlâ kulaklarımda 

Rüzgârında pastoral senfonilerin 

Sayrılı günlerimi ninnileyişi, 

Kimbilir belki esrikliğimi yaşıyordur hâlâ 

Kumru gözlü sokakların, 

Aryaya dönüştürüyordur bunlu saatlerimi 

* 

Ah eşkin yürüyüşlü dadal atım 

Şimdi sesin bir çığlık düşlerimin harmanında 

Aşkım ulaşılmaz bir pembe mektuptur 

O eski, uzak rüzgârlarında savrulur. 

M.GÜNER DEMİRAY      ( Ankara Rüzgârı adlı kitap-Kültür Bakanlığı-, Güneşin Sofrasında Söylediğim Şiirler) 

*** 

b-BİLMEDİĞİMİZ AYRILIK 

Bu şiirin kısa öyküsü. 

1967 yılında annemle Kayseri’ye gittik. Kenti dolaşıyorum. Bu arada bir pastaneye girdik annemle. Bir şeyler atıştırdık. Baktım 22 ya da 23 yaşlarında bir güzel kız bir yetişkin kadınla-annesi olacak herhalde- bir köşedeki masaya oturdular, bir şeyler  ısmarlayıp yemeye durdular. Ben kızı iyice  gözlemledikten sonra annemin kulağına eğilip “Anne şu kız bir içim su. İşte bununla evlenebilirim ben. Bunu gözden ırak tutmayalım,” dedim.  İş böyle başladı. Araştırdık, sorduk. Öğretmenmiş. Adı Yurdanur Coşkuner. Babası ve annesi Pazarören Köy Enstitüsü çıkışlı Halil Bey, Zekiye Hanım. Halil Bey Kayseri  Halk Eğitim Müdürü. Annesi bir okulda öğretmen, kendisi de bir okulda. Neyse dünür gittik, nişanı taktık. Artık benim de bir nişanlım var. Güzel  bir Avşar kızı. Yaz tatilindeyiz, günlerimiz iyi geçiyor. Düğünlere gidiyoruz, dans ediyoruz. Geceleri sinemalara gidiyoruz- o zamanlar Kayseri’de bir Alemdar Sineması vardı, oradaki filmleri kaçırmazdık.- Gece faytonla gelirdik, balkonlarına kapağı atar, zaman zaman orada sabahlardık. Sık sık Alemdar lokantasına gider, güzel yemekler yer, az mitarda şarap veya bira alırdık. Bazen de mehtapta faytonla gezerdik Kayseri’yi. Bazen gündüz gezilerine çıkardık, ama çevreden rahatsız edildiğimiz de olurdu. Bir yaz böyle geçti. Daha sonra nişanlım  (Yurdanur) beni üzecek ve kıskandıracak davranışlarda bulunmaya başladı. Tanıdığı erkek arkadaşları geliyor, kızarıyorum, sıkıntılar basıyor beni. Çıldıracağım nerdeyse. Kendimi yiye yiye susmaya devam ediyorum. Ve susuyorum.  

Okullar açıldı açılacak, ben Zile’ye gideceğim.. Beni  uğurluyor, ağır ağır otogara doğru yürüyoruz, bu sırada benden Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Beni Unutma” adındaki şiir kitabını istedi. Bir kitabevine uğradık aldım ve verdim ona. Ve gittim.  

Haftada bir o bana, ben ona mektup  yazıyoruz.  Mektubunun birinde “Seninle hayatın taşlı dikenli yollarında beraber olacağım” demişti. Ben bu söz üzerine bayağı moral bulmuş ve sevinmiştim. Bu arada iki simge şarkımız var. “Ufacık Tefeciktin, Yemyeşil Gözlerin vardı”,  sözleri Orhan Seyfi Orhon’un olan “Dünyada biricik Sevdiğim Sensin” şarkıları. Nihayet son mektubunu gönderdi. Ayrıldık. Hani hayatın taşlı dikenli yollarında benimle olacaktı?…  Nişan yüksüğüm, beraber çektirdiğimiz fotoğrafımız, bir şiirim-bu şiirim bende yok- onda kaldı.  

Zorla kimseyi tutamam.  Zorla  güzellik de olmaz. “ Nasıl istiyorsan öyle olsun!” dedim. Bu iş de burada bitmiş oldu.  Bunu desem de bu ayrılık beni çok sarstı. Hastanelik oldum yine. 

Böylece bir aşk serüveni daha sona ermişti. 

… 

BİLMEDİĞİMİZAYRILIK 

Üveyikler gibi ansızın 

Bahar inmişti dallarımıza, 

Bir mavi mevsimdi zaman 

Bir sonsuz gökten 

Üstümüze yağan 

* 

Aşkın sularında yan yana iki martı, 

Sırısıklamdık sevişmelerin ikliminde, 

Gök eleğinden dökülen yıldızlar 

Aşkımızı yazıyordu nisan toprağına, 

Bir gül ülkesiydi yüreğin, 

Ben onun bahçıvanı. 

Geceler çürümüştü, bir ışık yeldi saçlarında, 

Dilimizde türkülerin en alımlısı 

Uzuyordu sevda sevda. 

* 

Neden bilmem, 

Birden karardı sular sevgilim! 

Birden söğüdün rengi döndü, 

O ceylan şafaklarda ördüğüm demet 

Savrulup toz oldu eteklerinde, 

Dudaklarında kaldı en güzel şiir, 

Aşkı noktaladım gözbebeklerinde. 

M.GÜNER DEMİRAY    (Kıyı dergisi, Güneşin Sofrasında Söylediğim Şiirler.) 

*** 

HEPSİ AYNI 

Kaç sevgiliyi sonuncu saydıysam 

Hepsi de aynı kadındı 

Bilmiyorlardı kendilerini 

Ama ben biliyordum 

Çünkü ben aynı bendim 

Kaç kadını seviyorum dedimse  

Hepsi de aynı kadındı 

Bilmiyorlardı birbirlerini 

Ama ben biliyordum 

Çünkü hepsini seviyordum 

Kaç kadın ihanet ettiyse 

Hepsi de aynı kadındı 

Bilmiyorlardı kaç yaram olduğunu 

Ama ben biliyordum 

Çünkü vurulan hep bendim 

AZİZ NESİN 

Etiketler:
M. Güner Demiray
Abdullah Özkucur’a Armağan
Büyükelçi Korkmaz Haktanır’ın Anısına Saygı-Daver Darende
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr

Yorum Kapalı.

Benzer Haberler

İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tarih:  06.01.2023 Konu: İsmail Hakkı Tonguç Eği...
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında” Zehra Tırıl’ın öyküleri gündelik hayatın akışında ayrı düşenleri bir araya getiren izleri, sakin, a...
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında”
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne 2023 yılı için katılım koşulları açıklandı. 1986’dan bu yana düz...
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi Yazar-Yayıncı Aydın Ilgaz 20 Aralık 2022'de, 82 yaşında yaşamını yitirdi. Babası Usta Yazar Rıfat I...
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi

Yazarlarımız

  • A. Celal Binzet
    Günümüz Karmaşası-A. Celal Binzet A. Celal Binzet
  • A. Cengiz Büker
    Rainer Maria Rilke’den Şiirler-Çev. A. Cengiz Büker A. Cengiz Büker
  • A. Tarık Emre
    Yedirmem Size Etleri- A. Tarık Emre (öykü) A. Tarık Emre
  • Bahattin Gemici
    Aydınlanma Savaşçısı Server Tanilli-Bahattin Gemici Bahattin Gemici
  • Celal İlhan
    Sanat Olmazsa Olmaz mı, Niçin Yazarız?-Celal İlhan Celal İlhan
  • Daver Darende
    Büyükelçi Korkmaz Haktanır’ın Anısına Saygı-Daver Darende Daver Darende
  • Ertuğrul Efeoğlu
    Söylem ile Eylem Ertuğrul Efeoğlu
  • Günay Güner
    Dil Bayramımız 90 Yaşında; Kutlu Olsun! –... Günay Güner
  • Işık Kansu
    KİBELE Mİ TAŞ OCAĞI MI? Işık Kansu
  • Metin Turan - BELLEK
    ÇAĞDAŞ İRAN ŞİİRİ VE FURÛĞ ÜZERİNE KISA... Metin Turan - BELLEK
  • Mucize Özünal
    Çin Odasına Girenler ve Çıkanlar – Mucize... Mucize Özünal
  • Nazım Mutlu
    “Sosyal ve Kültürel İktidar!” Nazım Mutlu
  • Öner Yağcı
    AYDINLIK BİR YAŞAM YOLUNDA EDEBİYATIMIZ Öner Yağcı
  • Sultan Su Esen
    Türkiye’de Alevi Olmak Sultan Su Esen
  • Tahsin Şimşek
    Telkırma Sabırlarda – Tahsin Şimşek – şiir Tahsin Şimşek
  • Tamer Uysal
    Yeşilçam’ın Beyaz Filmleri: Uludağ ve Sinema –... Tamer Uysal
  • Taylan Özbay
    ATATÜRK VE NÂZIM HİKMET: “DENİZ KIZI EFTALYA”... Taylan Özbay
  • Yaşar Atan
    Bu Kuş Ezgileri Oldukça – Yaşar Atan... Yaşar Atan
  • Yücel Çağlar - Mavi Köşe
    “Bize Öz Türkçe Yaraşır”-Yücel Çağlar Yücel Çağlar - Mavi Köşe
  • Zehra Tırıl
    Müziğin Evrenselliği – Zehra Tırıl Zehra Tırıl

Son Eklenenler

İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tarih:  06.01.2023 Konu: İsmail Hakkı Tonguç Eği...
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında” Zehra Tırıl’ın öyküleri gündelik hayatın akışında ayrı düşenleri bir araya getiren izleri, sakin, a...
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında”
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne 2023 yılı için katılım koşulları açıklandı. 1986’dan bu yana düz...
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi Yazar-Yayıncı Aydın Ilgaz 20 Aralık 2022'de, 82 yaşında yaşamını yitirdi. Babası Usta Yazar Rıfat I...
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken 30 Ekim 1994’te, 79 yaşında yitirdiğimiz Halkbilimci-Ozan Oğuz Tansel, ’40 Kuşağı ozanları arasında...
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken

Dil

“Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun! Çok mu Zor?
  1. “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da... “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı.
  2. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay... Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner
  3. R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner... R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı
  4. Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun! Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun!
  5. Çok mu Zor? Çok mu Zor?
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
  • Yazarlarımız
  • Künye
  • İletişim
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Görüş ve önerileriniz için iletisim@telgrafhane.org adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Telgrafhane Sanat, Her Hakkı Saklıdır.