• Anasayfam Yap
      • Yazarlarımız
      • Künye
      • İletişim
Telgrafhane Sanat
    •  
    • AnasayfaAnasayfa
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında” Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında”
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı 2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken
Oğuz Tansel Şiir Ödülü Ömer Erdem’in Oğuz Tansel Şiir Ödülü Ömer Erdem’in
Anasayfa » Deneme
Tahsin Şimşek

Yaşam ve Şiir Önce Kadın Değil midir?

Eklenme Tarihi: 15 Mayıs 2017 Pazartesi Eklenme Saati: 9:40
Tweetle
Tahsin Şimşek tahsin.simsek48@gmail.com
Yaşam ve Şiir Önce Kadın Değil midir?
REKLAM

TAHSİN ŞİMŞEK

YAŞAM VE ŞİİR ÖNCE KADIN DEĞİL MİDİR?

 

2 Mart 2017. Nazilli Devlet Hastanesi ameliyathanenin önündeki bekleme salonundayım. Eşim ameliyatta. Gözüm bilgi panosunda. Saptayabildiğim kadarıyla 9.45-12.15 arasında on kişi ameliyat oldu. Bu on kişiden yalnızca biri erkek.

Ortopedi Servisi’nin ikisi özel, onu birden çok yataklı 12 hasta odası var. Hiç boş yatak yok. Yatanların, üçü beşi dışında hepsi kadın. Niye?

Olanak buldukça hastalarla da refakatçilerle de konuştum. Kadın, yaşamın dışında. Kadınlarımız, mutfakla yatak odası, fiskos masasıyla  “evlenme programları” arasına sıkışıp kalmış / sıkıştırılmış durumda. Böylesi bir yaşam kadınlarımızı, İster istemez hareketsiz yapıyor, pasta-kurabiyeye mahkûm ediyor. Artık daha tombullar.

Kadının sokakta yeri yok. Sokağa çıkan için kullanılan en hafif niteleme: haspa…  Onlar, hâlâ yaşamın “saçı uzun aklı kısa”ları, “eksik etek”leri; ya da Düttürü Leyla’sı, Zilli Zarife’si… Evin “kaşık düşmanı”…

Bu ülkede “Oğlananası” köyü var. Peki, “Kızanası” köyünü düşünebilmek olası mı?

Karamürsel’den İznik’e giderken gördüğüm “Valide, Kızderbent, Hayriye” bu olgunun dışında öyle güzel bir ayrıklık ki!… Keşke daha çok olsalar.

Göçebe ve ataerkil kültürün din soslu somutlamaları olan atasözleri ve deyimlerimizde

inandırıcılık, uzsözlülük (belagat) arayanlardan hep kuşku duydum.  Argomuz da tepeden tırnağa cinsiyetçi.  Argonun da küfrün de vazgeçilmezi, yaşamın dışına itilip olabildiğince edilginleştirdiğimiz kadın. Hadi somutlaştıralım:

Ana bir bacı iki; …..

At besle, avrat besleme.

Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz.

Avrattan vefa, zehirden şifa.

Başında bez olsun, isterse yüz olsun.

Beş tavuğa bir horoz yeter.

Elinin hamuruyla erkek işine karışma.

Erkeğin nefsi birdir, kadının dokuz.

Geçti güzellik çağı, kırıldı uçkurun bağı.

Kadın şerri, şeytan şerrine eşittir.

Kızı kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya gider.

Kızını dövmeyen dizini döver.

Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün.

Bu itilmiş kakılmışlığı, dışlanmışlığı, Hulki Aktunç’un “Büyük Argo Sözlüğü”nde de Filiz Bingölçe’nin “Kadın Argosu Sözlüğü”nde de görebilirsiniz.

İyi ki yaşamımızda “Kız Kulesi” var da “Oğlan Kulesi” yok.  Olsaydı, inanın o eğretilemeyle (metafor) erkek azgınlığı bir kat daha artardı.

Elbette olumlu bakış açısıyla ortaya konmuş çalışmalar da var. Yılmaz Özdil’in Kadın’ı, Eduardo Galeno’nun Kadınlar’ı. Gülsüm Cengiz’in “Kadınlar İçin Söylenmiştir”i… Gülsüm Cengiz’in çalışması, 648 sayfalık yetkin bir inceleme ve derleme. Kadına, özellikle emekçi kadına yakışan bir güzelleme.

Keşke erkekler de kadınlar gibi aynaya daha çok baksalar / bakabilseler.  Aynaya, pardon yaşama düşen o “kekre”yi görseler / görebilseler: “ERKEK – KEKRE”. Belki o zaman yaşadığımız bu kekreliği gidermek daha kolay hale gelirdi. Ah Metin Eloğlu, sözün burasında o senin “Zampok eyin pi?” naniğini anımsamamak olası mı?

Peki, aynaya baksalar, gerçekten görürler mi? Böyle bir çabayı göze alabilirler mi? O denli kolay değil. Çünkü ne yazık ki her erkek, “adam” değil. Bu dünyada, başı dönmüş bir arzuyla “yakınlık-ilgi” (sempati) bekleyen çok; ne var ki “eşduyum”un (empati) ne olduğunu bilen neredeyse hiç yok. Oysa çabalamak gerek.

“Irak’ta Ana Olmak” şiirim, böyle bir eşduyum çabasının ürünüydü. Yalnızca I. Bölüm’ünü sizinle paylaşmak istiyorum:

 

Dinleyerek çoğaldım hep

Rahmimde atan yürekle

Adam gibi çarpan bir sevdada

Çiçeğe durdukça tepeden tırnağa

‘Doğ’maktan doğurgan

bu nardenk doğa

 

Bedenimi çoğaltırım

Narçiçeği göğüslerimde

“Bin Bir Gece” bir ömür

Tomurcuklandı düğme düğme

“Gök”ten göğüs olan

bu nareng meme

 

Kültür emzirdim hep

Asma bahçelerinde

Önce şiire yakıştım

Dizeler döşendikçe diz dize

“Sev”mekten sevecen

bu narcil gövde[1]

 

Evet, her insanda, öteki cinsiyet bastırılmış olarak vardır. Erkekler, bu tümceme belki efelenecekler, “xy” kromozomu taşıdıklarını hiç umursamayacaklar, hatta  “hadi ordan”la da yetinmeyip işi daha da ileriye götüreceklerdir.  Önemli olan “Kışkırtılmış erkeklik, bastırılmış kadınlık” olgusunu ortaya çıkarmadan, bir yaşam kurgulamayı başarabilmektir. Bunun tek koşulu vardır, o da “t.şaklı kadın” ya da “karı kılıklı adam” olmaya öykünmemek.  Çıkış, sözcüklerde değil elbette, eylemde. Yani feminizm düşlerinde, salt mor ya da kızılötesinde değil; emeğin 8 Mart’larda somutlaşan gücünde…

O gücü kullanmak kolay mı diyeceksiniz. Haklısınız. 8 Mart’ları da saldırının bin bir çeşidiyle, o da olmazsa, bibergazıyla farklı kutlamanın yolunu bir biçimde bulduk(!). İşte 2017’nin 8 Mart manzaralarından ikisi: Üstelik adı “Bilgi” olan bir üniversitede bıçaklı kişiler, stant açan kadın öğrencilere “tekbir”lerle saldırdı. / Kocaeli’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yürüyüşüne, polis müdahale etti, 39 kişi gözaltına alındı.

Ne yazık ki hızla Ortadoğululaşıyoruz. Bu ülkede, erkeklerin ancak evet ancak “üçte bir”i, kadınların çalışmasına, emeğe katılmasına olumlu bakıyor. Etkin iş gücümüzün % 73’ü erkek, % 27’si kadın. Kadınları kayıt dışı çok çalıştırıp az ödemek de ekonomik mucizemiz!

2016’da 328 kadın cinayeti işlendi. Cinsel istismar ve kadına saldırı, artık doğal karşılanıyor. Saldırı her yerde; evlerde, kurslarda, otobüslerde, parklarda… Engellilere bile rahat yok!…

Evet, kadınlar, Mucize Özünal’ın eğretilemesiyle “Kullanılmış Hayat”ın o Yesemekli kadınları olmaktan; yani kendi dünyalarına kapanan, kendi özel dillerine sığınan kadınları olmaktan bir an önce kurtulmalı. Ve “Kadınlar Ağıtlarla Konuşur”[2] dedirtmemenin savaşını vermeli.

O halde Leyla Erbil, Ayla Kutlu, Nursel Duruel, İnci Aral, Mucize Özünal, Zehra Ünüvar, Lütfiye Aydın’ın (…) öykülerini ya da romanlarını okuyun. Onlarda çarpan yüreğin sesine kulak verin. İnanın, yüreğiniz daha düzenli atacak,  yaşama daha sağlıklı bakacaksınız. İçten, sevecen, sıcak, duru…  Okudukça göreceksiniz, kapınızı şiir çalacak, gülen bir göz sizi esenleyecek; dahası “Ruh Üşümesi”nden de kurtulacaksınız…

***

“Ruh Üşümesi”nden kurtulacaksak, hadi, yaşam ve şiir yolculuğumuzu, ozan kadınlarımızdan seçtiğimiz dizelerle sürdürelim:

“aşk iledir / güle gün vurmasındaki aydınlık / rengine boyanması canın / tut ki gözlerinin rengine // o, yaratmayı bilendir / yaş ağaçtan size ateş çıkarandır // dudaklarından yol sora sora / gözlerin suların aynası” Nuran Hariri (1931) – Bin Can İle

“Hüznümle vedalaşmayı / bana öğretmediler / yüzümde eğri kalmış gülümseme / Görünmez kaldı kendi diktiğim / Bana giydirdikleri gömleği gösterdim”  Gülten Akın (1933-2015) – Beni Sorarsan

“Yaşarım / bütün kadınların yaşadığını / günlerin tozunu alıp / sevinci fırçalarım. / Dikiş diker, / örgü örerim bazen / hoşlanırım / yaralı bir şey üretmekten / şiir yazarım…” Gülsüm Cengiz (1949) – Mayısta Üzgün Gönlüm

“ben kadınım / hani bildiğiniz / ve de bilmediğiniz / kimi şeytan, kimi melek / kimi çiçek, kimi koyun / etinden sütünden ve derisinden / al nakışlı gömlek edip giyindiğiniz” Ayten Mutlu (1952) – Seni Özledim

“Anların anı olduğu yerden geliyorum / şimdi orda gecedir / aynı daldan kaç kez düştüm / ah! bu hazan tekrarıdır hüznümün yine / kendimi öteki sandım, beriki sandım / oysa yine herkes kendisine gebe” Arife Kalender (1954) – Dil Altı

“benim kadınlarım biraz ben, biraz anam kokulu / sözü, söylenceleri, onuru, direnci yaratandı(r)lar / kurşunların kıtlığın infazların kenarında tuttum ellerini / baktım, eksik dediklerimden çoğaldılar / onlar uysal bir ateşten sağılan kehribar kordular” Bilsen Başaran (1954) – Tökezleme Taşları

“Ne eklesem ucuna yetmiyor hatıraların / Hangi aşk yarım kalmış ki / Bir hançer çekildiyse kalbimizden / Deli serçe serinliği uçtuysa göğe / Hangi aşk boşa çalınmış dudağımızdan” Yelda Karataş (1954) – Afrodisyas Sanat, sayı: 6

“buraları serin diyorsun / rüzgârı kırıp / göğün ortasına açılalım / uzun bacaklı ağaçlarımızla / güneşin karnını oyalım” Süheyla Taşçıer (1958) – Tenimin Altındaki Tanrıçalar

“gitmekse gidelim Rahime, hayat hiç kimseyi / beklemiyor köşe başında savrula savrula / bir rüzgâr olsun eteğimizde aşk / ateşi giyinelim // bir; ölü anneler için / iki; kız oğlan kız çocuklar / hayatla üç kez sevişelim Rahime // üçüncüde kızıl bir nehrin / saçlarını çözelim” Çiğdem Sezer (1960) – Kalbimin Kuzey Kapısı Trabzon

“Durup durup geçmesin içinden ağlamak / Dur, neden ağlıyorsun can’ım / yetmez mi ikimize bir sağnak” Birhan Keskin (1963) – Ba

“Çığlık çığlığa kuşlar /  Vadiye doluşunca / Anne oldum / Seviştim bir adamla” Bejan Matur (1968) – Rüzgâr Dolu Konaklar                                                                                                  

“Geçkin düşlerle soldu ahşap düşleri / Eski bir telaşın dinmez sancısıyla / Ağlardı annem gülmek gibi dururken / Küçülür incelirdi aya baktıkça / – Annem balkıyan bir gül gülümsemesi” Gonca Özmen (1982) – Belki Sessiz

“imgeler eskitirim günden geceye / içimin sözleri bir ağaçkakan ordusu” Özge Sönmez (1982) – Afrodisyas Sanat, sayı: 47

Ben, bu dizelerde yakamozlar hareleyen bir imbat esintisi hissettim.

Bu Yeniortaçağ’da, kadını “kehribar kor” olarak değil de “sağmal inek” görenler dünyasında, buna gerçekten gereksinimimiz var. Yoksa daha çok Ortadoğululaşacağız.

[1] Sevgilim Şiir – Tahsin Şimşek (sayfa: 7), Afrodisyas Sanat Yayınları 2007

[2] Kadınlar Ağıtlarla Konuşur, Tahsin Şimşek; Beşparmak 133. Sayı Mayıs-Haziran 2006 , Olay (Londra) 22-26-29 Eylül 2006, Aydınlanma Yolunda İmece 30. Sayı  Nisan 2010

 

telgrafhanesanat

 

 

Etiketler:
Gülten Akın
Atatürk’e Aşağılık ve Planlı Saldırıya Karşı Kararlı ve Kesin Savaşım Verilmelidir! – Telgrafhane Sanat
Türkiye’de Alevi Olmak
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr
Telkırma Sabırlarda – Tahsin Şimşek – şiir 001-Tahsin-Simsek-Siiri-2022İndir ...
Telkırma Sabırlarda – Tahsin Şimşek – şiir
Hidayet Sayın’la Şu Yeryüzü Sahnesinde-Tahsin Şimşek HİDAYET-SAYINLA-ŞU-YERYÜZÜ-SAHNESİNDEİndir Yazıya ulaşmak için lütfen üstteki başlığa ...
Hidayet Sayın’la Şu Yeryüzü Sahnesinde-Tahsin Şimşek
Şiir Desenli “Yüksek” Bir Mustafa Kemal Rölyefi-Tahsin Şimşek ŞİİR DESENLİ “YÜKSEK” BİR MUSTAFA KEMAL RÖLYEFİ TAHSİN ŞİMŞEK Mustafa Kemal &nbs...
Şiir Desenli “Yüksek” Bir Mustafa Kemal Rölyefi-Tahsin Şimşek
Anadolu, Tahsin Şimşek TAHSİN ŞİMŞEK Kibele – Artemis  - Afrodit [“Meğer yârin düğmeleri çözülmüş...
Anadolu, Tahsin Şimşek

Yorum Kapalı.

Yazarlarımız

  • A. Celal Binzet
    Günümüz Karmaşası-A. Celal Binzet A. Celal Binzet
  • A. Cengiz Büker
    Rainer Maria Rilke’den Şiirler-Çev. A. Cengiz Büker A. Cengiz Büker
  • A. Tarık Emre
    Yedirmem Size Etleri- A. Tarık Emre (öykü) A. Tarık Emre
  • Bahattin Gemici
    Aydınlanma Savaşçısı Server Tanilli-Bahattin Gemici Bahattin Gemici
  • Celal İlhan
    Sanat Olmazsa Olmaz mı, Niçin Yazarız?-Celal İlhan Celal İlhan
  • Daver Darende
    Büyükelçi Korkmaz Haktanır’ın Anısına Saygı-Daver Darende Daver Darende
  • Ertuğrul Efeoğlu
    Söylem ile Eylem Ertuğrul Efeoğlu
  • Günay Güner
    Dil Bayramımız 90 Yaşında; Kutlu Olsun! –... Günay Güner
  • Işık Kansu
    KİBELE Mİ TAŞ OCAĞI MI? Işık Kansu
  • Metin Turan - BELLEK
    ÇAĞDAŞ İRAN ŞİİRİ VE FURÛĞ ÜZERİNE KISA... Metin Turan - BELLEK
  • Mucize Özünal
    Çin Odasına Girenler ve Çıkanlar – Mucize... Mucize Özünal
  • Nazım Mutlu
    “Sosyal ve Kültürel İktidar!” Nazım Mutlu
  • Öner Yağcı
    AYDINLIK BİR YAŞAM YOLUNDA EDEBİYATIMIZ Öner Yağcı
  • Sultan Su Esen
    Türkiye’de Alevi Olmak Sultan Su Esen
  • Tahsin Şimşek
    Telkırma Sabırlarda – Tahsin Şimşek – şiir Tahsin Şimşek
  • Tamer Uysal
    Yeşilçam’ın Beyaz Filmleri: Uludağ ve Sinema –... Tamer Uysal
  • Taylan Özbay
    ATATÜRK VE NÂZIM HİKMET: “DENİZ KIZI EFTALYA”... Taylan Özbay
  • Yaşar Atan
    Bu Kuş Ezgileri Oldukça – Yaşar Atan... Yaşar Atan
  • Yücel Çağlar - Mavi Köşe
    “Bize Öz Türkçe Yaraşır”-Yücel Çağlar Yücel Çağlar - Mavi Köşe
  • Zehra Tırıl
    Müziğin Evrenselliği – Zehra Tırıl Zehra Tırıl

Son Eklenenler

İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tarih:  06.01.2023 Konu: İsmail Hakkı Tonguç Eği...
İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı Tonguç Adına Eğitim Uygulama Ödülü Başlattı
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında” Zehra Tırıl’ın öyküleri gündelik hayatın akışında ayrı düşenleri bir araya getiren izleri, sakin, a...
Zehra Tırıl’ın Yeni Öykü Kitabı “Kapıların Kışında”
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne 2023 yılı için katılım koşulları açıklandı. 1986’dan bu yana düz...
2023 Yılı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü Koşulları Açıklandı
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi Yazar-Yayıncı Aydın Ilgaz 20 Aralık 2022'de, 82 yaşında yaşamını yitirdi. Babası Usta Yazar Rıfat I...
Aydın Ilgaz Yaşamını Yitirdi
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken 30 Ekim 1994’te, 79 yaşında yitirdiğimiz Halkbilimci-Ozan Oğuz Tansel, ’40 Kuşağı ozanları arasında...
Usta Yazar Oğuz Tansel’i Anarken

Dil

“Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun! Çok mu Zor?
  1. “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da... “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı.
  2. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay... Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner
  3. R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner... R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı
  4. Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun! Dil Devrimi Bayramdır, Kutlu Olsun!
  5. Çok mu Zor? Çok mu Zor?
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
  • Yazarlarımız
  • Künye
  • İletişim
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Görüş ve önerileriniz için iletisim@telgrafhane.org adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Telgrafhane Sanat, Her Hakkı Saklıdır.