• Anasayfam Yap
      • Yazarlarımız
      • Künye
      • İletişim
Telgrafhane Sanat
    •  
    • AnasayfaAnasayfa
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
1. Çayyolu Edebiyat Günleri Başlıyor 1. Çayyolu Edebiyat Günleri Başlıyor
İsmail Hakkı Tonguç Eğitim Uygulaması Ödülü Sahibini Buldu İsmail Hakkı Tonguç Eğitim Uygulaması Ödülü Sahibini Buldu
2023 Oğuz Tansel Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” İçin Başvurular Başladı 2023 Oğuz Tansel Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” İçin Başvurular Başladı
Deniz Kavukçuoğlu Yaşamını Yitirdi Deniz Kavukçuoğlu Yaşamını Yitirdi
Oğuz Tansel “2023 Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” için başvurular başladı. Oğuz Tansel “2023 Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” için başvurular başladı.
2023 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü Ertuğrul Özüaydın kazandı. 2023 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü Ertuğrul Özüaydın kazandı.
Anasayfa » Deneme
Yücel Çağlar - Mavi Köşe

100. Yılda Ne Yapacaksınız?

Eklenme Tarihi: 31 Ağustos 2017 Perşembe Eklenme Saati: 19:17
Tweetle
Yücel Çağlar - Mavi Köşe ormanlarindelisi@gmail.com
100. Yılda Ne Yapacaksınız?
REKLAM

MaviKöşe (Dört):

100.YILDA NE YAPACAKSINIZ?

Yücel ÇAĞLAR

ormanlarindelisi@gmail.com

 

“- Hiiiiç…” demeyin, n’olur; 100. yıl bu! Yoksa 100. yılında da 10. yıl ya da İzmir Marşını söyleyerek, Mustafa Kemal Atatürk fotoğraflarıyla süslenmiş (!) bayraklar sallayarak mı geçiştirecek; onu da Başkan Hazretlerinin keyfine, işgüzarlarının şaklabanlıklarına mı bırakacaksınız? Hiç mi hiç inanmam; çok büyük bir olasılıkla daha önce ülkemizde hiç yaşanmamış etkinlikler düzenleyeceksinizdir. Ama hiçbir belirti göremiyorum ortalıkla; yoksa yalnızca benim mi haberim yok yapılan hazırlıklardan? Ne var ki, zaman çok hızlı akıyor; şunun şurasında altı yıl kaldı yalnızca. Ben diyorum ki, Cumhuriyetimizin 100. yılında öyle etkinlikler düzenleyelim ki, bırakın Başkan Hazretlerini bir yana, dünya âlem dudak ısırsın! “Yapabilir miyiz?” demeyen sakın; yaparız yaparız! Umarım bu etkinlikleri ben de yaşayabilirim; “Cumhuriyet 100. yaşını görmeden “elveda” demek istemiyorum çünkü.  Bu dilekle bir önerim olacak: Var mısınız, Cumhuriyet 100 yaşında ormanları” da oluşturalım; ne dersiniz. Ancak, öyle sağa sola rastgele fidanlar dikerek, “Hatıra ormanları”, “Beş bin köye beş bin orman” vb. gülünçlükler oluşturarak değil! “- Peki, nasıl?” mı diyorsunuz, anlatayım öyleyse…

Önce birkaç küçük anımsatma…

Özellikle son on beş yirmi yıldır ülkemizde yaşananlar Cumhuriyetimizin nasıl bir tehdit altında bulunduğunu açıklıkla ortaya koymuştur. Böyle iken Cumhuriyetçi güçlerin göz göre göre işletilen bu yıkım süreci karşısında gerektiğince direnç gösterebildiği söylenemez. Bu nedenle; olağandışı bir gelişme olmadığında 2023 yılında 100. yaşına basacak olan Cumhuriyetimizin kazanımlarına, erdemlerine sahip çıkılması, yaşatılması yönünden halkımızın isteğini ve kararlılığını sergileme amacıyla çeşitli demokratik çabalara girilmesi gerekiyor. Sanırım aksi düşünülemez. Ancak, büyük bir olasılıkla yine iktidarda kalabilecek şimdilerdeki siyasal yönelim ve yandaşlarının, en iyimser(!) bir söylemle, benzerlerinin tüm ulusal bayramlarımızda sergilediği kadirbilmez, inkârcı tutumunu değişmeyecektir. Ek olarak; Cumhuriyetimizin 100. yılı etkinlikleri kapsamında devlet olanaklarını da kullanarak çağdışı yönelimlerini pekiştirme ve kalıcılaştırma çabası içinde olacakları da açıktır. Bu nedenle, Cumhuriyetçilerin önümüzdeki altı yıl gibi çok kısa bir süreyi olabildiğince verimli olarak değerlendirmesi göz ardı edilemeyecek bir zorunluluktur. Bunda da anlaşıyoruzdur umarım.

Öte yandan; yurttaşlarımızın doğaya, özel olarak da ormanlara yönelik duyarlılığı ve ilgisi giderek artıyor: Her kesimden yurttaşımızın çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen ağaçlandırma etkinliklerine katılmaları ve/veya katkıda bulunmaları, kimi yurttaşlarımızın da özel ağaçlandırmalar yapmaları bu sevindirici gelişmenin anlamlı göstergeleridir bence. Ancak, teknik gereklerin çeşitli nedenlerle yeterince yerine getirilememesi, özellikle de seçilen ağaç ve ağaççık türleriyle gözetilen amaçlar arasında yeterince uyum sağlanamaması vb. olumsuzluklar, bu çalışmaların çoğu zaman kaynak savurganlıklarına, daha da önemlisi çeşitli ekolojik sorunlara yol açtığını düşünüyorum.

Diyorum ki…

Şimdiden, – gerçekte geç bile kaldık sayılır bence- evet, şimdiden “Cumhuriyetimiz 100 Yaşında Ormanları” (CUMOR?) vb. bir adla yola çıkabiliriz. Sözgelimi, bu yolculuk, yaşadığımız ilin, ilçenin ya da mahallenin yahut köyün sınırları içinde belirlenecek uygun ekolojik koşullara sahip yeter genişlikte bir alanda, her kesimden yurttaşımızın gönüllü katkısı ve katılımlarıyla gerçekleştirilebilir.

CUMOR’la;

  • Cumhuriyetimizi gönüllerimizde ve bilincimizde yaşatma istencimizin somutlaştırılması, yanı sıra, kalıcılaştırılması;
  • başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurulmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunanların, bu doğrultuda çeşitli özverilere katlananların anısının sonsuza değin yaşatılmasına;
  • Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1937 yılında yurttaşlarımıza koşullu olarak bağışladığı arazilerde oluşturulan Atatürk Orman Çiftliği’nde gerçekleştirilen yıkımlara durdurulması isteğimizin toplumsal bir çağrıya dönüştürülmesine;
  • yurttaşlarımıza kendilerince anlamlandırabilecekleri, yönetebilecekleri, etkinlikte bulunabilecekleri ağaçlıklı bir ortam oluşturmalarına katılma ve katkıda bulunabilme fırsatının sunulmasına; bu kapsamda orman ekosistemi oluşturma, koruma, çok amaçlı yararlanabilme bilgisinin ve bilincinin artırılmasına

katkıda bulunmayı amaçlayabiliriz. Öyle ki, tasarladığımız gibi gerçekleştirilebildiğimizde CUMOR’la;

  • olumlu ortak değerler üretme ve koruma bilincinin yükseltilmesine ve yaygınlaştırılmasına,
  • farklı toplumsal kesimler, kurum ve kuruluşlar arasında gönüllü iş ve güçbirliği yapabilme duyarlılığı ve becerilerinin geliştirilmesine,
  • Ankara’da sürekli olarak yararlanılabilecek çok amaçlı yeni bir kamusal sorumluluk ortamının daha oluşturulabilmesine de
  • Cumhuriyetimizin tarihini simgeleyen her türlü yapının neredeyse tümüyle yok edildiği, dönüştürüldüğü bir dönemde Cumhuriyetçilerinin Cumhuriyete sahip çıkma kararlılığının yaşatılmasına;
  • dinlenmenin yanı sıra eğitsel amaçlarla da yararlanmak; uygulama yöresinde doğal olarak yetişebilen, o yörenin ekolojik koşullarına da uygun olan ağaç ve ağaççık türlerini tanıtmak; böylece yaşadığımız yörenin toplumsal ve kültürel kimliğine özgün bir boyutun kazandırılmasına;
  • farklı toplumsal kesimlerin (yaşlı, genç, çocuk; erkek, kadın; ev kadını, kamu görevlisi, işçi, girişimci, çiftçi vb) birlikte üretme, yaşatma erinçlerini yaşayabilecekleri bir ortamın oluşturulmasına

katkıda bulunabiliriz. Evet, bu, bence de düşsel bir öneridir ancak sözünü ettiğim gerçekten de  gerçekleştirilebilir bir düştür; üstelik de, ülkemizin ekolojik koşulları bu amaçla değerlendirilebilecek akıl almaz çeşitlilikte olanak sunarken… Var olan çeşitli hukuksal ve kurumsal olanaklardan hiç söz etmiyorum bile. Sözgelimi; 4785 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 57-64. Maddeleri ile Ağaçlandırma Yönetmeliği, yanı sıra, yüzlerce çevre/doğa/orman korumacı gönüllü örgüt, binlerce gönüllü ne güne duruyor?

“Sıradan” bir ağaçlandırma yapmayı önermiyorum…

Hayır hayır; kesinlikle, bulabileceğimiz arazilere uygun olduğunu düşündüğümüz türlerden fidanlar dikmeye indirgenmiş bir ağaçlandırma yapmayı önermiyorum; böylesini Başkan Hazretleri ya da işten anlamayan bakanları bile yapabilir ya da yaptırabilir; yaptırdılar da zaten: Anımsayacaksınız; 2008-2012 döneminde uygulanmak üzere “Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı”,  2015 yılında “2000 Köye 5000 Orman Eylem Planı” hazırlanıp uygulandı; 2016 yılında “Türkiye Çınar Yılı” yapıldı; tam bir gülünçlük örneği… Sonra; 12 Eylül Cuntası da yaptırmıştı; ülkeniz her köyünde “Atatürk Ormanları” kurdurmaya kalkmıştı da bir teki bile bugünlere kalmadı. Önerdiğim “Cumhuriyetimiz 100. Yaşında Ormanları” çalışmasında ise ortaya öyle bir örnek çıkaralım ki, çıkarabiliriz ki, bir “doğa sanatı” örneği yaratalım. Sözgelimi, becerikli Cumhuriyetçi çizerlerimize – “grafikerlerimize”?- yılın “anlam ve önemini” sonsuza değin yaşatabilecek güzellikle bir desen tasarlatabilir; bu deseni, başta ağaç ve ağaççıklar olmak üzere çiçekli çiçeksiz bitkilerle somutlaştırabiliriz. Hemen, “- Olur mu ki?” demeyin; olur olur; Dünyada pek çok örneği var çünkü.

 

Ama demokratik, etkin ve yaygın bir örgütlenme gerek!

Ülkemizde, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ile öteki ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, askeri birlikler, gönüllü özel kişi ve kuruluşlar, demokratik kitle örgütleri de, olanakları elverdiğince ağaçlandırma yapıyor, yanı sıra, yapılan çalışmalara çeşitli düzey ve biçimlerde katkıda bulunmaktadır. Ancak, bu çalışmalar sırasında çalışmaları yapan ve/veya katkıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşları arasında iş ve güç birliği çoğunlukla gerektiğince sağlanamıyor. Ülkemizde, genel olarak, farklı toplumsal kesimlerin, kurum ve kuruluşların aynı amaç doğrultusunda kendiliklerinden iş ve güç birliği yapmaları, yeterince gelişkin ve yaygın bir gelenek değildir çünkü. Ayrıca ülkemizde kamu kurum ve kuruluşlarının böylesi iş ve güç birlikleri yapabilmesini sağlayabilecek kurumsal ve hukuksal düzenlemeler de yeterli değildir. Oysa ağaçlandırma, özellikle de orman ekosistemi oluşturma, koruma ve bakım vb kamusal amaçlı program ve projelerin tasarlanması, planlanması ve uygulanması aşamalarında bu yetersizliğin aşılması, giderek, kamu ve sivil kurum ve kuruluşların aralarında iş ve güç birliği yapmalarının bir geleneğe dönüştürülmesi gerekiyor. Bu gerek yeterince yerine getirildiğinde çalışmaların kalıcı ve işlevsel sonuçlar verebilmesi, kısıtlı kamusal kaynakların daha verimli kullanılabilmesi büyük ölçüde kolaylaşabiliyor. CUMOR özelinde geliştirilebilecek ve yararlılığı sınanabilecek bir yönetsel yapı,  bu gereğin yerine getirilmesine de katkıda bulunulabilecek bir deneyim olabilir. Örneğin, şöyle bir örgütlenme geliştirilebilir:

“Cumhuriyetim 100 Yaşında Ormanları Projesi” Yönetsel Yapısı

(Siyasal Parti, Üniversite, Demokratik Kitle Örgütleri vb.)

Danışma Kurulu

CUMOR YÜRÜTME KURULU 

İlgili Meslek Örgütleri , Gönüllüler, vb.

 

CUMOR ÇALIŞMA KOLLARI

Donanım  Teknik  Finansman Halkla İlişkiler Eğitim Güvenlik

(Lojistik)

Açıktır ki, bu yapı, CUMOR’un tasarlanma aşamasında daha da ayrıntılaştırılabilecek; sonraki aşamalarında uygulamalardan karşılaşılan sorunlar ve başarılar göz önünde bulundurularak daha da yetkinleştirilebilir.

Öte yandan, böylesi bir yönetsel yapılanmada;

  • yer verilecek kurum ve kuruluşların gerektiğinde yenilenebilmesi, işbölümün güncellenebilmesi,
  • Proje çalışmalarına katılacak ve/veya katkıda bunabilecek kamu ve özel kurum ve kuruluşları arasında “protokol” niteliğinde bağıtlanmaların yapılması;
  • bağıtlanma belgelerinde iş ve güç birliğinin kapsamına, katılım ve/veya katkı ilkelerine, açık iş tanımları ile zamanlamasına, yetkili ve sorumlu birimler ile sorumlu yöneticileri ile yetki ve sorumluluklarına, karar süreçlerine, izleme-değerlendirme düzeneklerine açıklık getirilmesi,
  • Proje kapsamında üretilen her türlü bilgi ve belgenin uygun biçimde düzenlenmesi, isteyen herkesin koşulsuz olarak ve kolaylıkla erişebilecekleri ortamlarda tutulması,
  • karar süreçlerinin her düzlemde demokratik ve katılıma açık olması,
  • her türlü etkinliğin biçimi, içeriği ve hazırlanma süreci bir “yönergeyle” belirlenecek bir “uygulama projesi” olarak tasarlanması ve uygulanması,
  • gereksinme duyulduğunda yeni yönetsel organların ve çalışma kollarının oluşturulabilmesi ve/veya gereksinme duyulmayanların dağıtılabilmesi,

gerekecektir.

Düşsel bir öneri daha…

CUMOR kapsamındaki etkinliklerin her aşamasına ağırlıkla halkımızın tüm sınıf ve katmanları katılabilir bence; ancak bu doğrultuda çok boyutlu, kararlı çabalara girilmesi gerekecek. Bu yine bence gerçekleştirilebilir düşsel çabaya, sözgelimi;

  • Valiliklerin,
  • Bakanlıkların il müdürlüklerinin (özellikle Çevre ve Şehircilik ile Orman ve Su İşleri, Emniyet, Milli Eğitim, Tarım, Gençlik ve Spor, Halk Eğitim Merkezi)
  • Yabancı elçiliklerin,
  • Üniversitelerin (Özellikle ilgili fakülte ve/veya bölümler)
  • Belediyelerin,
  • Askeri Birliklerin,
  • Orman bölge ve orman işletme müdürlüklerinin,
  • Ormancılık araştırma müdürlüklerinin
  • DSİ bölge müdürlüklerinin,
  • Karayolları bölge müdürlüklerinin,
  • Ticaret ve Sanayi Odalarının,
  • Ziraat Odalarının,
  • Esnaf ve sanatkâr odaları ile il birliklerinin,
  • Her düzeyde öğretim kurumunun (liseler, ilköğretim okulları vb),
  • Diyanet Başkanlığı ile il müftülüklerinin,
  • TMMOB’ye bağlı odaların,
  • Türkiye Barolar Birliği ile Türk Tabipler Birliği ve bağlı odalarının,
  • Mahalle ve köy muhtarlıklarının, site yönetimlerinin,
  • Spor kulüplerinin,
  • “Çevreci/doğa korumacı” gönüllü kuruluşların
  • Büyük ölçekli kamu ve özel sanayi ve ticaret kuruluşlarının (şirketler, banka şubeleri,
  • vb

katılabilir ya da katkıda bulunabilir. En azından başlangıçta, deyim yerindeyse, “isteyenin, önerenin bir yürü kara, katılmayanın ya da katkıda bulunmayanın iki yüzü…” yaklaşımıyla içtenlikli çağrılar yapılabilir; “kalan sağlar bizimdir!” diyerek de yalnızca olumlu yanıt verenlerle yola çıkılabilir.

“- Peki bu çağrıları kim yapacak?” diyorsanız, işte ona bir yanıt vermeyecek, sizin bir öneri geliştirmenizi bekleyeceğim

İlkesiz, kuralsız olmaz!

CUMOR’un yurt içinde, yanı sıra, yurt dışında “örnek” gösterilebilecek bir düzen içinde tasarlanması ve yürütülmesi bence hem gerekli hem de olanaklıdır: Yola gerekli yönetsel yapı oluşturularak sonra da çalışmaları 2018-2023 döneminde sonuçlandırılacak doğrultuda tasarlayarak ve planlayarak çıkılabilir. Bu doğrultuda; i) öngörülen amaçların sürekli olarak gündemde kalabilmesini, ii) aynı alanda farklı amaçları gerçekleştirebilecek özelliklere sahip yerlerin belirlenebilmesini ve CUMOR’a “tahsis edilebilmesini”, iii) çalışmaların etkenlik düzeyinin yeterince yükseltilmesini sağlayabilecek etkin düzenekler geliştirilebilir. Sizi bilmem ama ben yaratıcılığımıza güveniyorum.

Bir konu daha var gözden kaçırılmaması gereken: Öngörülen her türlü çalışmanın olabildiğince demokratik katılımlı ve katkılı bir düzen içinde yürütülmesi “olmazsa olmaz” bir koşul olmalıdır. Bu koşulun yerine getirilebilmesi için çalışmalara katılacak ve/veya katkıda bulunabilecek kişi, kurum ve kuruluşlar arasında kolay anlaşılabilir ve yerine getirilebilir ilkelerle iş ve güç birliğinin yapılması, bu ilkelere henüz yolculuğa başlamadan açıklık getirilmesi yararlı olacaktır. Akıl edebildiğim ilkelerin başlıcalarını şöylece örnekleyebilirim:

  • Açıklık
  • Eşitlik
  • İşlevsellik
  • Projelendirme ve programlama
  • Ekonomiklik ve verimlilik
  • Çok amaçlılık ve çeşitlilik
  • Yerellik (Yararlanılacak bitki türlerinin seçilmesi, egemen dil ve sö, yaygın gelenek ve göreneklerden yararlanılması;
  • Devamlılık (sürdürülebilirlilik)

***

Ne dersiniz, olur mu; başarabilir miyiz?

 

telgrafhanesanat.org

Etiketler:
Sizi Gözyaşlarımızla Uğurladık Muzaffer İzgü Ustam
Usta Yazar – Dilci Emin Özdemir’i de Yitirdik
Facebook'ta Paylaş Twitter Paylaş Google+'da Paylaş Tumblr
“Bize Öz Türkçe Yaraşır”-Yücel Çağlar "Bize Öz Türkçe Yaraşır" Yücel Çağlar  (Yazıya ulaşmak için lütfen bağlantıya...
“Bize Öz Türkçe Yaraşır”-Yücel Çağlar
“Bir Gün Herkes Roman Olacak!..” – Yücel ÇağlarYücel Çağlar "Bir Gün Herkes Roman Olacak!.." (Yazıya ulaşmak için lütfen bağlantıyı...
“Bir Gün Herkes Roman Olacak!..” – Yücel Çağlar
Acıyı Bal Eylemişiz Ama… – Yücel Çağlar yazdıMaviKöşe (On beş): Yücel Çağlar Acıyı Bal Eylemişiz Ama… Sevgili Öğretmenimiz Mah...
Acıyı Bal Eylemişiz Ama… – Yücel Çağlar yazdı
Ben Doğayı Sevmiyorum!-Yücel ÇağlarMaviKöşe (On dört) BEN “DOĞAYI” SEVMİYORUM(!) Yücel ÇAĞLAR “- İster sev, ister se...
Ben Doğayı Sevmiyorum!-Yücel Çağlar

Yorum Kapalı.

Yazarlarımız

  • A. Celal Binzet
    Günümüz Karmaşası-A. Celal Binzet A. Celal Binzet
  • A. Cengiz Büker
    R. M. Rilke, Şiirler, Çev. A. Cengiz... A. Cengiz Büker
  • A. Tarık Emre
    Yedirmem Size Etleri- A. Tarık Emre (öykü) A. Tarık Emre
  • Bahattin Gemici
    Aydınlanma Savaşçısı Server Tanilli-Bahattin Gemici Bahattin Gemici
  • Celal İlhan
    Sanat Olmazsa Olmaz mı, Niçin Yazarız?-Celal İlhan Celal İlhan
  • Daver Darende
    Büyükelçi Korkmaz Haktanır’ın Anısına Saygı-Daver Darende Daver Darende
  • Ertuğrul Efeoğlu
    Söylem ile Eylem Ertuğrul Efeoğlu
  • Günay Güner
    6 Şubat 2023 Yersarsıntısı, Günay Güner Günay Güner
  • Işık Kansu
    KİBELE Mİ TAŞ OCAĞI MI? Işık Kansu
  • Metin Turan - BELLEK
    ÇAĞDAŞ İRAN ŞİİRİ VE FURÛĞ ÜZERİNE KISA... Metin Turan - BELLEK
  • Mucize Özünal
    Çin Odasına Girenler ve Çıkanlar – Mucize... Mucize Özünal
  • Nazım Mutlu
    “Sosyal ve Kültürel İktidar!” Nazım Mutlu
  • Öner Yağcı
    AYDINLIK BİR YAŞAM YOLUNDA EDEBİYATIMIZ Öner Yağcı
  • Sultan Su Esen
    Türkiye’de Alevi Olmak Sultan Su Esen
  • Tahsin Şimşek
    Bu Sizin Türkçeniz Olabilir mi? Tahsin Şimşek Tahsin Şimşek
  • Tamer Uysal
    Yeşilçam’ın Beyaz Filmleri: Uludağ ve Sinema –... Tamer Uysal
  • Taylan Özbay
    ATATÜRK VE NÂZIM HİKMET: “DENİZ KIZI EFTALYA”... Taylan Özbay
  • Yaşar Atan
    Bu Kuş Ezgileri Oldukça – Yaşar Atan... Yaşar Atan
  • Yücel Çağlar - Mavi Köşe
    “Bize Öz Türkçe Yaraşır”-Yücel Çağlar Yücel Çağlar - Mavi Köşe
  • Zehra Tırıl
    Müziğin Evrenselliği – Zehra Tırıl Zehra Tırıl

Son Eklenenler

1. Çayyolu Edebiyat Günleri Başlıyor 1.Çayyolu Edebiyat Günleri 10-11 Haziran 2023 tariklerinde, MESA Plaza'da yapılacak. Çayyolu Edebiy...
1. Çayyolu Edebiyat Günleri Başlıyor
İsmail Hakkı Tonguç Eğitim Uygulaması Ödülü Sahibini Buldu İsmail Hakkı Tonguç Eğitim Uygulamaları Ödülü'nün sahibi Bursa İnegöl Çitli Mahallesi'ndeki Nihat K...
İsmail Hakkı Tonguç Eğitim Uygulaması Ödülü Sahibini Buldu
2023 Oğuz Tansel Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” İçin Başvurular Başladı 2023 Oğuz Tansel Çocuk Yazını Araştırma Ödülü Katılım Koşulları: Ödüle aday yapıtın 01.01.2022 –...
2023 Oğuz Tansel Çocuk Yazını Araştırma Ödülü” İçin Başvurular Başladı
Deniz Kavukçuoğlu Yaşamını Yitirdi Yazar-Yayımcı Deniz Kavukçuoğlu yaşamını yitirdi. Deniz Kavukçuoğlu, 30 Ekim 1943 yılında İstan...
Deniz Kavukçuoğlu Yaşamını Yitirdi
R. M. Rilke, Şiirler, Çev. A. Cengiz Büker Hugo-von-Hofmannstahl-İndir ...
R. M. Rilke, Şiirler, Çev. A. Cengiz Büker

Dil

Bu Sizin Türkçeniz Olabilir mi? Tahsin Şimşek Tahsin Şimşek’in Şiire Açan Kır Karanfilleri Adlı Kitabı Yayımlandı “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı
  1. Bu Sizin Türkçeniz Olabilir mi? Tahsin... Bu Sizin Türkçeniz Olabilir mi? Tahsin Şimşek
  2. Tahsin Şimşek’in Şiire Açan Kır Karanfilleri... Tahsin Şimşek’in Şiire Açan Kır Karanfilleri Adlı Kitabı Yayımlandı
  3. “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da... “Bazı Kelimeler Çok Güzel” ya da Osmanlıca Sevisine Hizmet – Merve Yılmaz yazdı.
  4. Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay... Yazım (İmla), Noktalama Kurallarını Hiçe Saymak-Günay Güner
  5. R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner... R Harfinin Suçu Ne? Günay Güner yazdı
  • Etkinlik
  • Haber
  • Söyleşi
  • Kitap
  • Dil
  • Öykü
  • Deneme
  • Anlatı
  • Şiir
  • Yazarlarımız
  • Künye
  • İletişim
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Görüş ve önerileriniz için iletisim@telgrafhane.org adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2017 - Telgrafhane Sanat, Her Hakkı Saklıdır.